SAYIN ERDOĞAN!
UNUTMA Kİ, KABAĞIN DA BİR SAHİBİ VAR
Vaktiyle bir derviş berbere gidip:
- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır.
‘Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen her şeyin Hakk’tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder derviş ile: '’Kabak aşağı, kabak yukarı’’
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde can verir.
Berber dervişe bakar, sorar:
- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!
- İşte böyle Sayın Erdoğan!
- Fazla böbürlenip önüne gelene sataşıp kabadayılık taslama!
Unutma ki kabağına bile sahip çıkan yüce Allah, ezip horladığın ve tepeden baktığın kullarına sahip çıkarak senden intikamını almaz mı?
Hemde nasıl alacak;
Organ acısı mı desek,
yorgan acısı mı desek?
yorgan acısı mı desek?
Evlât acısı mı desek,
Avrat acısı mı desek?
Avrat acısı mı desek?
Yoooo, bunlar dünyalık önemi yok
Cehennem ateşi desek?
İşte bu yol kesek*.
Cehennem ateşi desek?
İşte bu yol kesek*.
ORHAN KILIÇOĞLU
* : Kesek; kısa yoldan gitmek demek.