Ey siyâsiler, sizlerin yüzünden;
Huzura,
Neşeye,
Gülmeye,
Rahat içinde yaşamaya,
Yarınlara güvenle bakmaya,
Bir dilim ekmeğe hasret kaldık.
Bize çektirdiğiniz acılar,
Yaşattığınız bunca sıkıntılar,
Reva gördüğünüz bunca ıstıraplar,
Geleceğimizi karartıp dünyamızı cehenneme çevirmeniz,
Gelecek nesillerimizin istiklâl ve istikbâllerine kıymanız yüzünden Allah, tüm bu yaptıklarınızın karşılığı olarak sizleri her iki dünyanızda da zelil ve sefil eylesin.
Bize çektirdikleriniz fitil fitil burunlarınızdan gelsin.
Bu vatanın havası, suyu, ekmeği sizi yakacak ateşiniz olsun,
Hakkını vermediğiniz makam koltuklarınız yarın mahşerde dile gelip zulmünüze şahitlik etsin.
O ilâhi hesap günü hesap terâzisinin başına boyunlarınızda takılı lânet halkalarıyla zebâniler tarafından yüz üstü sürüklenerek getirilesiniz inşallah.
Her ne kadar sizlerden yakınsak da bizler de suçluyuz!
Allah'ın verdiği nimetlere şükrü unutup azarak, Allah'ın mülkünde Allah'a muhalefette sınır tanımadık!
Ve siz siyâsiler, bu suçumuzun karşılığı olarak Cenab-ı Allah'ın toplum olarak bizlere reva gördüğü belây-ı musibetlersiniz.
Allah diyor ki;
Azan, sapıtan, zâlimleşen toplumlara içlerinden en zâlim olanı baş yaparız.