ERZURUM REZÂLETİ ÜZERİNE
HADDİNİ AŞAN SİYÂSİLERE NASİHATİMDİR!
Asr sûresi'nde Cenab-ı Allah, ''Hak'kı ve sabrı tavsiye edin. Haksızlıkların, zâlimlerin ve zulümlerinin karşısında susmayın'' demiyor mu biz inanan kullarına?
O zaman, siyâsilerin etiketine, namına, tafrasına, kabadayılığına, boyunun uzunluğuna bakmadan sırf Allah adına doğruları haykıracağız ve korkmayacağız.
Hakkı haykırıp zâlimleri kınarken niçin korkalım ki?
Çünkü bizler Allah ile, zâlimler şeytan ile beraberler.
Hiç Allah ile beraber olanlar, şeytan ile saf tutanlardan korkarlar mı?
Üç günlük bir iktidar için, tahta bacak makam koltukları uğruna bunca gerilim, bunca öfke niye, bunca çirkeflik niye?
Meydan ve ekranlardaki kavgalarınızın, ağızlarınızdan çıkan sözlerinizin Türk milletine hizmet yarışı için olmadığını, aksine kavganızın gizli ajandalarınızın gereği olduğunu biliyoruz!
Türk milleti adına ne istikbâl, ne de istiklâl endişelerinizin olmadığı gibi, Allah ile olan irtibatlarınızı keserek, kulluk şuurundan sıyrıldığınızı da biliyoruz!
Hiçbirinizi ayırıp kayırmadan, boyunuza postunuza, gücünüze, konumunuza aldırmadan, ekran ve meydanlardaki hal ve tavırlarınıza, kirli ayak oyunlarınıza, sarf ettiğiniz terbiye dışı iğrenç sözlerinize bakarak sizleri;
Ahlâka,
Adaba,
Edebe,
Nezakete,
Saygıya,
Tevazu ve kibarlığa,
Dahası İnsanlığa,
Haramı, helâli ve kul hakkını bilmeye,
Milli, insani ve imâni çizgiye davet ediyorum.
Bir diğer önemlisi de;
Sizleri yeni yetişen gençliğe örnek olmaya, konuştuğunuz iğrenç, çirkin ve yerine göre müstehcen sayılabilecek kelimeleri bir daha kullanmamaya davet ediyorum!
BİLİNİZ Kİ!
Sinemizde yük,
Başımızda belâ,
Namusumuzun bekası için büyük tehdit unsurusunuz!
Bilinsin ki bu milletin birbirleriyle kendi aralarında ne bir husumetleri ve ne de bir nizâları var. Bütün kamplaşmaların, stant basıp adam bıçaklamaların, Erzurum'da ki gibi taşlamaların, kavga, niza, kin, nefret ve çirkefliklerin anası siyâsiler (bilhassa liderler) ve de devletin tepesinde olan ölçü, insaf bilmez yöneticilerdir.
RTÜK'TEN RİCAM OLACAK;
Siyâsi liderler televizyonlarda konuşurken, ekranın sağ üst köşesine mutlaka ''18 yaşından aşağıların dinlemeleri ahlâken mahsurlu olup, çocukların ahlâki, ruhsal, sosyal ve fiziksel gelişimleri için zararlıdır'' notu konmalıdır.
EY SİYÂSİLER!
Şirki,
Haramı,
Yalanı, talanı,
İftirayı, tezviratı,
Münafıklığı,
Hak ve adâlet gasbını,
Kin ve nefret söylemlerini derhal terk edin!
Bir sokak çocuğunun bile haya edip kullanamayacağı iğrenç ve toplumu kamplara ayıran sözlerinizi bir daha duymak istemiyoruz!
Yanlı ve iğrenç söz, tavır ve icraatlarınızın, dini, insâni, sosyal ve ahlâki mahsurlarını öğrenin!
Seçim konuşması için çıktığınız meydan ve ekranlarda, bilhassa TBMM'de milletin karşısında konuşurken, alacağınız karar ve kararnamelerde, çıkaracağınız kanunlarda ölçünüz, İnsâni, ahlâki, milli ve mânevi değerler olsun!
İnanın, toplum olarak sizlerden tiksinir hale geldik!
Sizlerden öğrenecekleri çirkin ve iğrenç kelimelerle ahlâk ve lisanları bozulur korkusuyla TV. konuşmalarınızı çocuklarımızın ve torunlarımızın dinlemelerine izin vermiyoruz!
Bu millet, namusluya, dürüste, hak ve adâlet ehli siyâsilere susadı!
Sizin gibi hak, hukuk, adap ve edep bilmez siyâsiler yüzünden milletimizin namusu, ırzı, vatanı, dini ve devleti çok büyük bir tehlike altında!
Millete olan bu kin, bu nefretiniz ve intikam alırcasına sergilediğiniz tavır ve icraatlarınızın altında yatan nedir?
Bu kin ve nefretleriniz;
Bizim bilmediğimiz soylarınızla,
Bizimkinden değişik genlerinizle,
Bizimkinden ayrı inanaçlarınızla mı ilgili?
YOKSA SİZ SİYÂSİLER;
Bilemediğimiz, lâkin toplum olarak işlediğimiz günahlarımıza karşılık, Allah cc tarafından bizlere reva görülen BİRER BELÂ ve MUSİBET MİSİNİZ?
EY MİLLETİM!
Başımızdan bu belâların def olup gitmesi için;
İlâhi emir ve buyrukları hayatımızın merkezine koyup, insâni ve İslâmi ölçülerle kulluk şuuru içinde yaşamalıyız.
''Nasılsanız öyle idare edilirsiniz''