"YOLLARIN SONU"
- Hüseyin Nihal Atsız Bey'imin Kutlu Tinine
Saygı, Sevgi, Özlem, Minnet ve Rahmetle -
Tanrı'nın buyruğuyla saatten kum sağılır,
Şerefle yaşayanlar şanla göğe ağılır.
Er kişinin er ismi tüm acuna dağılır,
Tarihe mâlolanlar sonsuza akar elbet!
Sen son durak bilmişken bugün Tanrı Dağını,
Ben de lanetle andım erkeğin kaltağını.
Marks'a, Engels'e tapan her Lenin yaltağını
Yuğ ateşi benzeri bu şiir yakar elbet!
Fakat kibrit çöpüyle yanmaz bizim latamız,
Tanrı da kut bağışlar ırk sevmekse hatamız.
"Hoşgeldin oğlum Atsız"derken Kür Şad Atamız
Çehrene, bir babanın gözüyle bakar elbet!
Ölüm koru düşünce körükten bir bağıra,
Anlarız ki Gök Tengri bizi göğe çağıra...
Kuşkusuz çok zorsa da söz geçirmek sağıra
Dilimizde gök gürler, çakınlar çakar elbet!
Unutulmaz, kalemi yay misâli gerenler...
Pusatsız karşılarlar Bilgeyi Alperenler...
Kıraç Ata'dan beri çeliğe su verenler
Tamgasını kılıca sedefle kakar elbet!
Göklere çıkmak üzre basamaktır can veriş...
Sen, Tanrı Dağlarının zirvelerine eriş!
Görklü Göktürk uğruna tuğ kaldıran İlteriş
Kurt kabzalı hançeri beline takar elbet!
Atsız Hocam! Sanma ki gözyaşlarım dinici...
Kalem ehli, deftere söz işleyen çinici...
Eğer dizgin tutmaktan âciz ise binici
En uysal kısrak bile olacak sakar elbet!
Duyulsa da kamçıyla al kanın köpürdüğü,
Duyulmuş mu zincirin defterleri dürdüğü?
Nerde görülmüş zulmün yüzyıllarca sürdüğü?
Mazlumlara zulümden tarih de bıkar elbet!
Ateş, küle çevirmez kalemin imârını...
Kalem erbabı bilir kitabın bimârını...
Stalin'den feyz almış "tabutluk" mimârını
Tanrı şahidimdir ki mezarı sıkar elbet!
Kam görür, Çin lehine her çaşıtlık edeni...
Kahpeye sorulmalı kahpeliğin nedeni...
Yetmiş yıl işkenceye direnen o bedeni
Kutlu Vey Irmağının suları yıkar elbet!
Türkoğlu Türk'ler yunmaz Pripet Batağında,
Ötüken'i bulmalı bir yolun çatağında.
Yere göğe andolsun... Tanrı'nın Otağında
Vakur bir duruş için gerekir vakar elbet!
Ancak beyhude imiş yol tarif etmek köre,
İzan yoksunu bilmez, sınırlı çünkü süre.
Ölmeden öğrenmeli... Mezar, bedene göre
Oysa ruhun kurganı kırk milyon dekar elbet!
Aç tavuklar, ambarda görürken buğdaylı düş...
Bir çuval pirinçteki üç taş kırar dokuz diş...
Bozkurtlar mankurt olur beyni edilse iğdiş...
Mercimek beyinliler yolları tıkar elbet!
Kimi çıkrık, ipliği kopsun diye eğirir...
Orak-Çekiç'e meftun beygir dolap çevirir...
Yanlış yere çakılan çivi damı devirir...
Çadır kurmamış dülger, binayı yıkar elbet!
Adalettir özetle en temel taşı mülkün,
Uçmağa varan Kartal! Emanet bize ülkün.
Çağı geldi geliyor, toplanma vakti Türk'ün...
Bir gün "YOLLARIN SONU" Turan'a çıkar elbet!
Ozan Ertay
Erzurum/Dumlu, 11 Aralık 1975
Asya'nın Kılıncıyım (1979) Toplatıldı
Katli Vacip Dörtlükler (1982)
Kültür Mantarları (1986)
* * *
"VAKTİYLE BİR ATSIZ VARMIŞ..." VAR OLSUN!
- Vefatının İkinci Yıldönümünde Atsız Bey'in
Manevi Şahsına Saygı, Minnet ve Rahmetle -
Otacı Kam sarmaktayken yaranı,
Duymadık hiç acz içinde nârânı.
Atsız Bey'im, kantar tartmaz daranı...
Eğer seni unutursak ar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Unutursak gönül huzur bulmasın,
Odamıza gün ışığı dolmasın.
Taşlar dahi bize yastık olmasın...
Ağustosta yorganımız kar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Malûlse de hafızalar nisyanla,
Dikleniriz hafızaya isyanla.
İşimiz yok Bilgelere gasyanla...
Nankör isek döşeğimiz har olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Unutmanın anlamını unuttum,
Sözlüklerde bu sözcüğe somurttum.
Öğrencinim, kalemle dağ kanırttım...
Vefâsızsam son durağım nâr olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Tanıyoruz yağız yere gireni,
Boşaldı bak, dilimizin freni.
Tabutlukta kaldı zulüm treni...
Geniş gönlün Türk Gencine gar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Sen ki... Türk'e ezel-ebed âşıktın,
Makaleyle ruh doyuran kaşıktın.
Gece Ay'dın, gündüz Güneş; Işıktın...
Gözlerinin feri Türk'e far olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
İt barınmaz kurt yuvası inimiz,
Bileylenip keskinleşti kinimiz.
Genneşirken "Ruh Adam"la tinimiz...
Hiç dert değil mezarımız dar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Biliyorduk âbâd olmaz zulümler,
İsimleri öldüremez ölümler.
Öyle ise "Pusat"lansın "Selim"ler...
"Hayat, çelik elimizde zar olsun"
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Biz Konçuy'u şimdi kimden soralım?
Mezarında erce selam duralım.
Dedem Korkut çağlarına varalım...
Elimizde kopuz yoksa tar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
"Çayda Çıra" Elaziz'in simgesi,
"Harmandalı" Anadolu yongası.
"Kılıç-Kalkan" Bursa'mızın tamgası...
Son arzumuz Erzurum'da "Bar" olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Bahsederiz senin gibi Kömen'den,
Bir tek çeri eksilmesin tümenden.
Sevmedik biz ırkımızı dümenden...
Çark edenler Moskoflara Çar olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Çıplak bozkır yeşillensin burçakla,
Almıla'lar ayı vursun bıçakla.
Ayyüce'ler kımız sunsun çamçakla...
Gök Çadır'da Tolunay'lar yâr olsun,
"Vaktiyle bir Atsız varmış..." Var olsun!
Ozan Ertay
İstanbul, 11 Aralık 1977
Asya'nın Kılıncıyım (1979) Toplatıldı
Katli Vacip Dörtlükler (1982)
Kültür Mantarları (1986)
Gündem Parantez İçindeki Ünlem (1992)