Her şeyi devrettik Varlık Fonu'na
"Var-Yok" arasında bir fark kalmadı
Sıra geldi vatandaşın donuna
Başka vaat, paket, kıyak.. kalmadı
İthal makarnadan, ithal kömürden
İnşaatlar diktik, ithal demirden
Zengini-fakiri; tekmili birden
Patron olduk patron; çırak kalmadı
Her ağaca çıkıp bir HAS Partili
Engelleyecekti KANAL'ı, gölü
Numan Kurtulmuş'un düştüğü hali
Savunabilecek bunak kalmadı
Tepeden teşvikli şiddet kupası
Çeyizlere girdi beyzbol sopası
Mert'i boğdu çikolata tıpası
Türk'e kurulmayan tuzak kalmadı
Sancaklar satıldı, tuğlar satıldı
Adalar satıldı, bağlar satıldı
Ölüler taşındı, sağlar satıldı
Yabancısız tek bir sokak kalmadı
Şerhi döndü "mavi boncuk çağı"nın
Emine, parçası, işgâl ağının
Akışına ölsek, her ırmağının
HES yapıldı; akan ırmak kalmadı
Kırmızı çizgimiz tersine döndü
Herkes girdi-çıktı; inine döndü
Sınırlar "yolgeçen hanı"na döndü
Türk'ten gayrisine yasak kalmadı
Hani gidecektik kılmaya cuma!
Uyuz bize geldi, gitmeden Şam'a
Bu millet uyuzdan korkmazdı ama
Vallah, kaşıyacak tırnak kalmadı
Ziraat! Görevin ne idi kanki?
Ne derin öngörü(!) şaştık inan ki
Simit Sarayını kurtardın; sanki
Memleket kurtuldu, batak kalmadı!
Süfli amaçlarla toplu hipnozdan
Subliminal mesaj, en yüksek dozdan
Dizilerle peşkeş, kaçmıyor gözden
Beziniz olmayan tarak kalmadı
Sudan'dan 500 ton at-eşek eti
Sıfır gümrük ile yap ithalatı
Bizde eşek yok mu, nedir hikmeti?
Mekruh bulaşmamış kursak kalmadı
Çiller dedi "Allah size emanet"
Siz dediniz "yalnız bize iman et"
Halk da derse "ulan, köküne lanet!"
Bak! Yatacağınız toprak kalmadı
Bir Doğu Türkistan demedi reyiz
Ne de cumalarda söz etti vaiz
Mesut Özil kadar olamadınız
Sanki sallayacak parmak kalmadı
Tam mesaideyken bilumum cani
Siyanürü seçti yurdum insanı
Hapishaneler de "yolgeçen hanı"
Pisletmediğiniz çanak kalmadı
Ayak emir kulu, sorumlu baştır
Herkes hem uyanık hem de sarhoştur
Kocaçoban size ne dese boştur
O'nu anlayacak kuşak kalmadı
İrfan ÇEP (Kocaçoban)
"Var-Yok" arasında bir fark kalmadı
Sıra geldi vatandaşın donuna
Başka vaat, paket, kıyak.. kalmadı
İthal makarnadan, ithal kömürden
İnşaatlar diktik, ithal demirden
Zengini-fakiri; tekmili birden
Patron olduk patron; çırak kalmadı
Her ağaca çıkıp bir HAS Partili
Engelleyecekti KANAL'ı, gölü
Numan Kurtulmuş'un düştüğü hali
Savunabilecek bunak kalmadı
Tepeden teşvikli şiddet kupası
Çeyizlere girdi beyzbol sopası
Mert'i boğdu çikolata tıpası
Türk'e kurulmayan tuzak kalmadı
Sancaklar satıldı, tuğlar satıldı
Adalar satıldı, bağlar satıldı
Ölüler taşındı, sağlar satıldı
Yabancısız tek bir sokak kalmadı
Şerhi döndü "mavi boncuk çağı"nın
Emine, parçası, işgâl ağının
Akışına ölsek, her ırmağının
HES yapıldı; akan ırmak kalmadı
Kırmızı çizgimiz tersine döndü
Herkes girdi-çıktı; inine döndü
Sınırlar "yolgeçen hanı"na döndü
Türk'ten gayrisine yasak kalmadı
Hani gidecektik kılmaya cuma!
Uyuz bize geldi, gitmeden Şam'a
Bu millet uyuzdan korkmazdı ama
Vallah, kaşıyacak tırnak kalmadı
Ziraat! Görevin ne idi kanki?
Ne derin öngörü(!) şaştık inan ki
Simit Sarayını kurtardın; sanki
Memleket kurtuldu, batak kalmadı!
Süfli amaçlarla toplu hipnozdan
Subliminal mesaj, en yüksek dozdan
Dizilerle peşkeş, kaçmıyor gözden
Beziniz olmayan tarak kalmadı
Sudan'dan 500 ton at-eşek eti
Sıfır gümrük ile yap ithalatı
Bizde eşek yok mu, nedir hikmeti?
Mekruh bulaşmamış kursak kalmadı
Çiller dedi "Allah size emanet"
Siz dediniz "yalnız bize iman et"
Halk da derse "ulan, köküne lanet!"
Bak! Yatacağınız toprak kalmadı
Bir Doğu Türkistan demedi reyiz
Ne de cumalarda söz etti vaiz
Mesut Özil kadar olamadınız
Sanki sallayacak parmak kalmadı
Tam mesaideyken bilumum cani
Siyanürü seçti yurdum insanı
Hapishaneler de "yolgeçen hanı"
Pisletmediğiniz çanak kalmadı
Ayak emir kulu, sorumlu baştır
Herkes hem uyanık hem de sarhoştur
Kocaçoban size ne dese boştur
O'nu anlayacak kuşak kalmadı
İrfan ÇEP (Kocaçoban)